Sen Değil, İçindeki Çocuk Yalan Söylüyor

Sen Değil, İçindeki Çocuk Yalan Söylüyor.

Ayşe 38 yaşında bir hemşire, farkında olmadan karşısındakilerin gözünün içine baka baka yalan söylüyor. Üstelik haklı olduğuna inandığı konularda yalan söyleme ihtiyacı duyuyor. Gerçeği söylediğinde her şeyin daha rahat çözümleneceğini, kavranacağını, anlaşılır ve güvenilir olacağını bilmesine rağmen engel olamıyordu kendisine yalan söylememek için. Kendisi de artık bu durumdan çok rahatsız olmaya başlamış. Kendimi ifade edemiyorum, bu yalan söyleme öyle bir noktaya geldi ki birisinin bana sorduğu sorunun doğrusunu söylesem yalanından daha mantıklı ve gerçekçi olduğunu biliyorum. Ama ne oluyor bana ne oluyor da hemen yalan söyleme ihtiyacı duyuyorum bilmiyorum? Ayşe’ ye ne oluyordu gerçekten Ayşe neden haklı olduğu ve yalan söylenecek bir durum olmadığı halde yalan söyleme ihtiyacı duyuyordu?

Çünkü Ayşe’nin hem reddedilme korkusu vardı hem de derinlerde yatan değersizlik duygusu . Yaşamındaki ona sunulan birçok kaynağı hak etmediğini düşünüyordu ve hemen değersizlik duygusuyla yalana başvuruyordu. Bunu bilinçli yapmıyordu , bilinçaltındaki ezilmiş, bastırılmış, travmatik değersizlik duygusuyla büyümüş yaralı çocuk yapıyordu. Yanlış anlaşılmaktan bunun sonucu kötü çocuk olmaktan korkuyordu .Biliyor musunuz ? Bazen Ayşe birisi ona sormasına rağmen acıktığını, susadığını, üşüdüğünü bile söyleyemezdi. Açlıktan ölecek halde olsa ya da çok susamış olsa bile yoooo ben açıkmadım, susamadım siz acıktıysanız yiyebiliriz aç kalmayın isterseniz derdi. Neden söyleyemezdi, biliyor musunuz? Hak etmediğini düşünür, hakkı yoktur ona göre ,kendisinin doğal ihtiyaçlarını gidermeye.

Değersizlik duygusu işlemiştir , iliklerine kadar. Arkadaşının çok kötü kesilmiş saçlarına harika, diğerinin cırtlak sesine mükemmel, bir diğerinin yakışmamış elbisesine süper olmuş der; çünkü dışlanmak, reddedilmek korkuları kemirmektedir hep içini. Bazen haklı , mantıklı açıklamaları olmasına rağmen arkadaşlarına bu açıklamaları yapamaz başka yeni yalanlar bulmaya çalışır. Başı ağrıdığı için doğum gününe gidemeyeceğine dair yeterli ve makul bir gerekçesi olmasına rağmen dışlanmamak veya yanlış anlaşılmamak adına misafirim geldi gibi pembe yalanlar söyleme ihtiyacı duyar .Ne kadar masum ve iyi niyetli yalanlar gibi değil mi? .Sizce gerçekten bunlar pembe ve masum yalanlar mı? Tabiki değil.Ayşe toplum içindeki konumunu koruyabilmek ,kabul görmek için kendi doğrularını yok saymaktadır.

Bazen her şeyi onaylamak, her şeyi beğenir görünmek, veya taraf olmamakta bir tür yalan değil midir? hayatın akışı içinde. Ayşe’yi içindeki yaralı çocukla biran önce yüzleştirip, barıştırıp ,ona sarılmasını, iyileştirmesini ve onu olduğu gibi kabul etmesini sağlamak gerekir. Yoksa, onun bu değersizlik ve yaşamı haketmeme duygusu birçok blokaj yaratıp fiziksel rahatsızlıklara yol açacaktır. Bu masum gibi duran yalanlar bize en çok zarar verenlerdendir. Unutmayalım ki kabul görmek için edilen tek bir yalan biranda sonsuz sayıda yalanın kapısını aralayıverir. Bu kadar yalanla bir arada yaşamak hiç de kolay olmasa gerek. Masum yalanlarla günü kurtarabilirsin ama yalanlar üzerine kurulu sanal bir dünyada yaşamak en zor olandır aslında. Her ne olursa olsun sizden sadece bir tane var ve siz çok değerlisiniz. Bu değersizlik duygusuyla yaşamak zorunda olmadığınızı değişime karar verdiğiniz anda birçok şeyi değiştirebileceğinizi unutmayın sadece. Bir duruşun yoksa bu hayata dair, sadece başkalarının yaşamını yaşamaktan öteye gidemezsin. Zamanı geldiğinde değişim kapınızı çalacaktır. Sevgiyle

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir